Aloıs Alzheimer Ve Alzheimer
Hastalığı
Frankfurt’ta psikiyatri ihtisası
yaptı ve kendini büyük ilgi duyduğu nöropatoloji dalında çalışmalara adadı.
Ünlü nörolog Franz Nissl ile birlikte serebral korteksin normal ve patolojik
anatomisi hakkında çalıştı. Alzheimer, dikkatli bir laboratuvarcı olarak dokunun
mikroskobik yapısı hakkında ayrıntılı bilgiler sundu. 1903’de ünlü psikiyatrist
Emil Kraeplin ile Munich Üniversitesi Psikiyatri kliniği’nde çalışmaya başladı.
O dönemim yaygın hastalığı sifi lizin sinir sistemindeki tahribat ile ilgili
araştırmalar yaptı. Çalıştığı laboratuvar ve isminin dünyadaki ünü sonucu,
Hans-Gerhard Cruetzfeldt, Alfons Jacob, Friedrich H. Lewy (Lewy cisimciklerini tanımlamıştır)
ve Gaetano Perusini (Alzheimer’in ilk olgusu August D’ye üç demans olgusu daha
ekliyerek birlikte yayınlamıştır) gibi uluslararası önemli araştırmacılar
laboratuvarında onunla çalışmaya katıldı. Bu yıllarda Alzheimer arterioskleroz,
Huntington koresi, epilepsi gibi hastalıklarla ilgili önemli bulgular
tanımladı.
Aloıs Alzheımer |
Frankfurt’ta çalıştığı dönemde
1901 yılında Alzheimer, 51 yaşındaki hasta August D (Deter) ile karşılaştı. Bu
hasta, evde kendine bakamaz duruma gelmiş ve bütün yardımları red eder durumda
idi. Hastaneye yatırıldığında yapılan muayenesinde, yönelim ve bellek bozukluğu
ile yazma ve okuma zorluğu saptandı. Belirtiler zamanla ilerledi, halusinasyonlar ve diğer kognitif fonksiyonlarda bozukluklar tabloya eklendi.
1906 yılında Agust D. vefat etti ve Munich’e taşındıktan sonra da onu izleyen
Alzheimer, Frankfurt’taki eski kliniğinden hastanın klinik kayıtları ile otopsi
yapmak için beynini istedi.
Hastanın beyninin mikroskobik
incelemesinde, korteks normalden incelmişti ve beyinde iki anormal bulgu
mevcuttu. Bunlardan biri, daha önceleri yaşlıların beyinlerinde de saptanan
senil plaklar, diğeri o devirde ilk defa kullanılan gümüş boya ile boyanan nörofi
briler yumaklar idi. Yumaklar daha önce hiç tanımlanmamıştı ve bulgu yeni bir
hastalığa işaret ediyordu.
Alzheimer 1906 yılında “Güney-Batı
Alman Akıl Hastalıkları Uzmanları Kongresi”nde bu olguyu “serebral korteksin tuhaf
bir hastalığı” adıyla sundu. Dr. Alzheimer bir yıl sonra 1907’de, sunduğu bu
olguyu “Genel Psikiyatri ve Adli Tıp Dergisi (Allgemeine Zeitschrift für
Psychiatrie und Psychich-Gerichtliche Medizine)’nde “Serebral Korteksin Özgün
Bir Hastalığı” başlığı ile yayınladı.1907’de hiç dikkat çekmiyen bu makale,
aradan 70 yıl geçtikten sonra çok sık atıf alan bir yazı olur. Hastalığa
Alzheimer ismini veren kişi Dr. Alzheimer’in klinik şefi Dr.Emil Kraepelin’dir.
Kraepelin 1910’da yayınmlanan Klinik Psikiyatri kitabının 8.baskısının 627.
sayfasında, “Senil Beyin Hasarı” başlığından sonra “Alzheimer Hastalığı”
terimini kullanır.
1908 yılında profesör unvanı alan
Alzheimer, 1912 yılında Breslau’daki psikiyatri kliniğinin başına geçer.
Çalışmalarına burada sürdüren Alzheimer 19 Aralık 1915’te endokardite bağlı
kalp yetmezliğinden vefat eder.
Dr. Alzheimer çalışma hayatında
yorulmak bilmeksizin hastanenin servislerinde çalışan, vizitler dışında da
hastalarını muayene eden, hasta dosyalarını inceleyen, çok sevdiği mikroskobik
araştırmalarını büyük bir azimle sürdüren ve sevgi dolu huzuruyla
meslekdaşlarının birçok taleplerini, sorularını ve dileklerini yerine getirmeye
çalışan bir hekimdir.
Alzheimer’i ailesi ve arkadaşları
ile gösteren fotoğraflarda bu devasa adamın bir akademisyen olduğu kesinlikle anlaşılmaz.
Dik duruşu sert bir asker görüntüsü verse de aslında çok sakin ve doğal kişiliği,
sempati ve güven taşır. Rahatı sever ve yaşamsal zevklerden kesinlikle kaçınmaz.
İyi puro merakı vardır, espri anlayışı çok gelişmiştir, ancak öğrencilik
yıllarındaki haşarı hali, yerini zamanla hoşsohbetliğe bırakmıştır. Meslek
yaşamındaki gerginlikle geçen yıllar, coşkusundan ve haşarılığından çok şey
almış olsa da, uyumluluğu hep ön planda olmuştur.
Alzheimer bütün dünyada, artık
sokaktaki vatandaşın da bildiği bir isim haline gelmiştir. 52 yaşında,
Alzheimer Hastası olacak çağa bile gelemeden, bu güne göre genç sayılabilecek
yaşta ölen Dr. Alzheimer, 100 sene sonra bu kadar ünlü olabileceğini herhalde
düşünemezdi. Alzheimer’i bu kadar ünlendiren, insan ömrünün uzamasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder