II. Beyazid Camii -
Külliyesi ve Saglık Müzesi
Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı
Aralık 25, 2006
İçindekiler
0.1 II.Beyazid Camisi ve Külliyesi (II.Beyazid Kompleksi)
0.1.1
Darüşşifa - Külliyenin Merkezi
0.1.2
Sağlık Müzesi ve Önemi
0.1.3
II.Beyazıd Camisi Hakkında
0.1 II.Beyazid Camisi ve
Külliyesi (II.Beyazid Kompleksi)
Tunca Nehri kıyısında bulunan külliye Edirne’nin en önemli
yapıtlarındandır. Cami, tıp medresesi,
imaret, darüşşifa, hamam,
mutfak, Erzak depoları
ve öbür bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. Sultan II.Beyazıd’in
1484–1488 yılları arasında
yaptırdığı külliyenin mimari
Hayreddin’dir. Çok etkileyici bir
görünümü olan külliye küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.
Yapıların en ilginci 20.55 m. çaplı,
tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında
dokuzar kubbeli tabhane vardır. Bu
Bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Kubbe geçişi pandantiflerle
sağlanmıştır. Mermer mihrap ve minber
yalın görünüşlüdür. Somaki mermerden,
son derece zarif hünkar mahfili, Edirne’deki
ilk örnektir. İç Mekanda ki Geç
Dönem Barok Süsleme caminin yalın güzelliğini bozmaktadır. Öndeki revaklı
avlunun ortasında mermer şadırvan vardır.
Cami’nin batısında Darüşşifa ve Tıp
Medresesi bulunmaktadır. Darüşşifa büyük kubbeli bir bölüm ve çevresindeki altı
küçük kubbeli oda ve beş sedirli sofadan oluşmaktadır. Ortası açık büyük
kubbenin altında şadırvan vardır. Taban mermerdendir. Revaklarla çevrili ön avlunun
yanlarında akıl hastalarının iyileştirildikleri kubbeli hücreler bulunmaktadır.
Avlunun köşesinde, mutfak ve çamaşırhane bölümleri vardır. Kuzeybatı
köşesindeki tıp medrese- sinde, revaklı avlunun çevresinde kubbeli 18 öğrenci
hücresi, büyük kubbeli dershane ve ortada
şadırvan yer alır.
Sultan II.Beyazıd’ın Selimiye Kütüphanesinde
bulunan vakfıyesinde, külliyede çalışan 167 memurun listesi ve gündelikleri belirtilmektedir. Yine bu Vakfiyeden
Darüşşifa’da, bir başhekim, ikinci ve üçüncü hekimler, iki göz hekimi, iki
cerrah, bir eczacı, bir gassal (ölü
yıkayıcı), bir katip, bir vekilharç, bir aşçı, bir süpürgeci bulunduğu
belirtilmektedir.
Külliye bütünüyle, Kültür Tarihi
yönünden önemlidir.
Padişah II.Beyazıd tarafından kurulan bu külliyenin
(sitenin) temel amacı Edirne’yi bir Darüşşifaya(Hastaneye) kavuşturmaktır.
Sitenin ana merkezi Darüşşifa olup;
Tabhane (Misafir ve Dinlenme Yeri), Tıp Medresesi (Temel Bilimler Fakültesi),
Cami, İmaret (mutfak, yemekhane, depo,) Köprü,
Hamam, Un Değirmeni, Su Deposu, Sübyan
Mektebi, Mehterhane, Muvakkithane (günün saatlerini ve takvimini bildirir) gibi
üniteler Darüşşifayı destekleyen sosyal, dini ve kültürel nitelikli yerlerdi.
0.1.1 Darüşşifa - Külliyenin Merkezi
Üç bölümden oluşur: Birinci bölümde poliklinikler,
özel diyet mutfağı ve personel odaları bulunmaktadır. İkinci bölüm ilaç deposu ve üst düzey
personele aittir. Üçüncü bölümde 6 kişilik ve 4 yazlık
yatak odası ile bir müsiki sahnesi bulunur. Burada on kişiden oluşan musiki
topluluğu tarafından haftada üç gün musiki konserleri verilirdi.
Evliya
Çelebi burada hastalara deva,
dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def ’i sevda olmak üzere on adet
hanende ve sazende gulam (genç) ayrıldığı, bunların üçü hanende, biri neyzen, biri kanuni, biri musikari, biri
cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara ve delilere büyük
kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve
suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir. Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil, sümbül, reyhan ve miski rum) koku ve renklerinde
de tedavi yapıldığını yazmaktadır.
Binanın her tarafından dinlenebilen bu
konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi
yoluna gidilirdi. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa’da delilik denilen hastalık durumlarında
hastanın Şeytandır gerekçesiyle
yakılmasıdır.
Aslında hastahane her türlü hastanın
kabul edildiği bir yerdi ve tedavi
parasızdı. Örneğin burası, göz tedavisi
için de önemli bir merkezdi. Bu hastahanede, zincire vurulması gereken
akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu
demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır. Hastahane kadrosunda 1 baştabip,
2 tabip, 2 göz uzmanı, 2 operatör, 1 eczacı bulunmakktaydı.
0.1.2 Sağlık Müzesi ve Önemi
Külliye son dönemde, Trakya Üniversitesi’ne
devredilmiş ve üniversite tarafından düzenlenerek Kültür Bakanlığının ve Ruh Hastaları
Redaptasyon Derneği’nin de katkılarıyla Müzeye dönüştürülmüştür. Sağlık Müzesi
adıyla anılan söz konusu oluşum; Avrupada geçtiğimiz yıllarda Yılın Müzesi ödülünü
almış olup, yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen tarihi mekanımız haline
gelmiştir.
II.Beyazıd Külliyesindeki Sağlık
Müzesi’nde eski tıp aletleri ile tıp eserleri ve Edirne Tarihi ve Kültürel araştırmalarına çok emek vermiş
Dr. Rıfat Osman, Prof. Dr. Süheyl ÜNVER odaları bulunmaktadır.
Ruh Hastalıkları Redaptasyon
Derneği’nce düzenlenerek 30 Haziran 2000 günü açılan ana bölümdeki ruh
hastalıkları ve tedavilerinin mankenlerle anlatıldığı birimler büyük ilgi
görmektedir.
0.1.3 II.Beyazıd Camisi
Hakkında
Padişahlar Saraçhane Köprüsü tarafından,
nehir yoluyla ve padişahlara özel kayıklara binerek cuma namazı için bu camiye
gelirler, rıhtımlar üzerinde biriken halk padişahı dualar ve ilahiler okuyarak selamlardı.
Caminin iç kısmı kare şeklinde olup,
yirmi iki metre çapındaki kubbe dört tarafı çeviren duvarlara oturtulmuştur.
Avlusunda daire kesitli bir şadırvan yer alır. Mermer mihrab silmelerle oluşturulmuş
bir çerçeveye sahiptir. Anıtsal mermer minberin korkulukları şebekelidir. Hünkar Mahfeli toplam on yedi adet,
sekizgen prizma şekilli mermer sütun üzerine oturmaktadır. İki minaresi bulunur.
Edirne Yolunda Vefat Eden
Sultan II.Beyazıd Hakkında
İstanbul’da sıkıldıkça Edirne’ye gelip,
Edirne Sarayı’nda kalan padişahlardan biri de Sultan II.Beyazıd’dir.
Bazı tarihçiler onun tahtını oğlu Yavuz
Sultan Selim’e bıraktıktan sonra (ve ya Yeniçerilerin baskısıyla
bıraktırıldıktan sonra) ömrünün geri kalanını geçirmek üzere Dimetoka’ya gelirken
Edirne yakınında (Sazlıdere’de) vefat ettiğini (Bazılarına göre oğlu tarafından
öldürüldüğünü) yazarlar. Ölüm yeri bazı kitaplara göre
Sazlıdere, bazılarına göre ise Havsa Abalar Köyü’dür.
Sultan II.Beyazıd’in saltanatı 31 yıl
sürmüştür. Ömrünün bir bölümünü içki alemleri, eğlence ve sefahat içinde
geçirmiştir. Ancak sonradan kendini dine vermiş ve bu dönemdeki yaşamıyla Veli,
Sofu, Gazi olarak anılır olmuştur.
Babası Fatih Sultan Mehmet’in sanat ve
kültürel içerikli çalışmalarını yok etmekle (hatta resimlerini saraydan attırmak
ve yaktırmakla) suçlansa da, bazı tarihçiler onun; şair, bestekar, alim, hattat ve yay yapımcısı olduğunu kabul
ederler.
Hatta Fatih Sultan Mehmet’ten sonra,
Osmanoğullarının en bilgini olarak ananlar da vardır. Sultan
II.Beyazıd, kardeşi Cem Sultan’la aralarında geçen taht mücadelesi ve
rekabetiyle de anılır. Kendi adıyla anılan Cami ve Külliye,
bugün bize bıraktığı en ölümsüz eserlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder