24 Temmuz 2015 Cuma

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Saglık Müzesi 'II.Beyazid Kompleksi'

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Saglık Müzesi
Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı
Aralık 25, 2006

İçindekiler
0.1       II.Beyazid  Camisi ve Külliyesi (II.Beyazid  Kompleksi)  
0.1.1    Darüşşifa  - Külliyenin Merkezi
0.1.2    Sağlık Müzesi ve Önemi
0.1.3    II.Beyazıd  Camisi Hakkında
 

0.1     II.Beyazid   Camisi   ve    Külliyesi   (II.Beyazid Kompleksi)

Tunca Nehri kıyısında bulunan  külliye Edirne’nin en önemli yapıtlarındandır. Cami,  tıp  medresesi,  imaret,  darüşşifa,  hamam,  mutfak,  Erzak  depoları  ve öbür bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. Sultan II.Beyazıd’in 1484–1488 yılları arasında  yaptırdığı  külliyenin mimari Hayreddin’dir.  Çok etkileyici bir görünümü olan külliye küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür.

Yapıların en ilginci 20.55 m. çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir. Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli tabhane vardır.  Bu Bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır. Kubbe geçişi pandantiflerle sağlanmıştır. Mermer  mihrap  ve minber  yalın  görünüşlüdür. Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne’deki  ilk örnektir.  İç Mekanda ki Geç Dönem Barok Süsleme caminin yalın güzelliğini bozmaktadır. Öndeki revaklı avlunun ortasında mermer şadırvan vardır.

Cami’nin batısında Darüşşifa ve Tıp Medresesi bulunmaktadır. Darüşşifa büyük kubbeli bir bölüm ve çevresindeki altı küçük kubbeli oda ve beş sedirli sofadan oluşmaktadır. Ortası açık büyük kubbenin altında şadırvan vardır. Taban mermerdendir. Revaklarla çevrili ön avlunun yanlarında akıl hastalarının iyileştirildikleri kubbeli hücreler bulunmaktadır. Avlunun köşesinde, mutfak ve çamaşırhane bölümleri vardır. Kuzeybatı köşesindeki tıp medrese- sinde, revaklı avlunun çevresinde kubbeli 18 öğrenci hücresi, büyük  kubbeli dershane  ve ortada  şadırvan  yer alır.

Sultan II.Beyazıd’ın Selimiye Kütüphanesinde bulunan vakfıyesinde, külliyede çalışan 167 memurun  listesi ve gündelikleri  belirtilmektedir. Yine bu Vakfiyeden Darüşşifa’da, bir başhekim, ikinci ve üçüncü hekimler, iki göz hekimi, iki cerrah,  bir eczacı, bir gassal (ölü yıkayıcı), bir katip, bir vekilharç, bir aşçı, bir süpürgeci bulunduğu belirtilmektedir.
Külliye bütünüyle, Kültür Tarihi yönünden önemlidir.
Padişah  II.Beyazıd tarafından kurulan bu külliyenin (sitenin) temel amacı Edirne’yi bir Darüşşifaya(Hastaneye) kavuşturmaktır.
Sitenin ana merkezi Darüşşifa olup; Tabhane (Misafir ve Dinlenme Yeri), Tıp Medresesi (Temel Bilimler Fakültesi), Cami, İmaret (mutfak, yemekhane, depo,)  Köprü,  Hamam,  Un Değirmeni, Su Deposu, Sübyan Mektebi, Mehterhane, Muvakkithane (günün saatlerini ve takvimini bildirir) gibi üniteler Darüşşifayı destekleyen sosyal, dini ve kültürel nitelikli yerlerdi.

0.1.1     Darüşşifa - Külliyenin Merkezi

Üç bölümden oluşur: Birinci bölümde poliklinikler, özel diyet mutfağı ve personel odaları bulunmaktadır. İkinci bölüm ilaç deposu ve üst düzey personele aittir. Üçüncü bölümde 6 kişilik ve 4 yazlık yatak odası ile bir müsiki sahnesi bulunur. Burada on kişiden oluşan musiki topluluğu tarafından haftada üç gün musiki konserleri verilirdi.

Evliya  Çelebi burada  hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def ’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam (genç) ayrıldığı, bunların üçü hanende,  biri neyzen, biri kanuni, biri musikari, biri cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara ve delilere büyük kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir. Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil,  sümbül, reyhan ve miski rum) koku ve renklerinde de tedavi yapıldığını yazmaktadır.

Binanın her tarafından dinlenebilen bu konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi yoluna gidilirdi. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa’da  delilik denilen hastalık durumlarında hastanın Şeytandır  gerekçesiyle yakılmasıdır.

Aslında hastahane her türlü hastanın kabul  edildiği bir yerdi ve tedavi parasızdı. Örneğin burası,  göz tedavisi  için de önemli bir merkezdi. Bu hastahanede, zincire vurulması gereken akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır. Hastahane kadrosunda 1 baştabip, 2 tabip, 2 göz uzmanı,  2 operatör,  1 eczacı bulunmakktaydı.
 
0.1.2     Sağlık Müzesi ve  Önemi

Külliye son dönemde, Trakya Üniversitesi’ne devredilmiş ve üniversite tarafından düzenlenerek Kültür Bakanlığının ve Ruh Hastaları Redaptasyon Derneği’nin de katkılarıyla Müzeye dönüştürülmüştür. Sağlık Müzesi adıyla anılan söz konusu oluşum; Avrupada geçtiğimiz yıllarda Yılın Müzesi ödülünü almış olup, yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen tarihi mekanımız haline gelmiştir.

II.Beyazıd Külliyesindeki Sağlık Müzesi’nde eski tıp  aletleri  ile tıp eserleri ve Edirne Tarihi  ve Kültürel araştırmalarına çok emek vermiş Dr. Rıfat Osman, Prof. Dr. Süheyl ÜNVER odaları bulunmaktadır.

Ruh Hastalıkları Redaptasyon Derneği’nce düzenlenerek 30 Haziran 2000 günü açılan ana bölümdeki ruh hastalıkları ve tedavilerinin mankenlerle anlatıldığı birimler büyük ilgi görmektedir.
 
0.1.3     II.Beyazıd Camisi Hakkında
Padişahlar Saraçhane Köprüsü tarafından, nehir yoluyla ve padişahlara özel kayıklara binerek cuma namazı için bu camiye gelirler, rıhtımlar üzerinde biriken halk padişahı dualar ve ilahiler okuyarak selamlardı.
Caminin iç kısmı kare şeklinde olup, yirmi iki metre çapındaki kubbe dört tarafı çeviren duvarlara oturtulmuştur. Avlusunda daire kesitli bir şadırvan yer alır. Mermer mihrab silmelerle oluşturulmuş bir çerçeveye sahiptir. Anıtsal mermer minberin korkulukları şebekelidir. Hünkar Mahfeli toplam on yedi adet, sekizgen prizma şekilli mermer sütun üzerine oturmaktadır. İki minaresi bulunur.
 
Edirne Yolunda Vefat  Eden Sultan II.Beyazıd Hakkında

İstanbul’da sıkıldıkça Edirne’ye gelip, Edirne Sarayı’nda kalan padişahlardan biri de Sultan  II.Beyazıd’dir.

Bazı tarihçiler onun tahtını oğlu Yavuz Sultan Selim’e bıraktıktan sonra (ve ya Yeniçerilerin baskısıyla bıraktırıldıktan sonra) ömrünün geri kalanını geçirmek üzere Dimetoka’ya gelirken Edirne yakınında (Sazlıdere’de) vefat ettiğini (Bazılarına göre oğlu tarafından öldürüldüğünü) yazarlar. Ölüm yeri bazı kitaplara göre Sazlıdere, bazılarına göre ise Havsa Abalar Köyü’dür.

Sultan II.Beyazıd’in saltanatı 31 yıl sürmüştür. Ömrünün bir bölümünü içki alemleri, eğlence ve sefahat içinde geçirmiştir. Ancak sonradan kendini dine vermiş ve bu dönemdeki yaşamıyla Veli, Sofu, Gazi olarak anılır olmuştur.

Babası Fatih Sultan Mehmet’in sanat ve kültürel içerikli çalışmalarını yok etmekle (hatta resimlerini saraydan attırmak ve yaktırmakla) suçlansa da, bazı tarihçiler onun; şair, bestekar,  alim, hattat ve yay yapımcısı olduğunu kabul ederler.

Hatta Fatih Sultan Mehmet’ten sonra, Osmanoğullarının en bilgini olarak ananlar da vardır. Sultan  II.Beyazıd,  kardeşi Cem Sultan’la  aralarında geçen taht mücadelesi ve rekabetiyle  de anılır. Kendi adıyla anılan Cami ve Külliye, bugün bize bıraktığı en ölümsüz eserlerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder