Müze, Sultan II.Bayezid Külliyesi içindeki Darüşşifa
bölümünde yer almaktadır. Külliye ise Fatih Sultan Mehmet'in oğlu ve 8. Osmanlı
Padişahı Sultan II.Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Bayezid'in
Akkirman seferine çıkarken 1484 yılında temelini attığı, yapılar topluluğu 4
yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Sitenin
mimarının Hayrettin olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Ancak bu görüş bugün
kesin tarihi belgelerle güçlendirilmemiştir. Bazı araştırmacılar, site
mimarının Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyorlar.
Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp öğrencileri
yetiştirilmiş, hastalara şifa dağıtılmış ve fakir fukara doyurulmuştur.
Külliyenin İslam aleminin en saf ve yalın anlatımlı camilerinden biri olarak
kabul edilen camisi önemli bir ibadet yeri olmuş, mumhanesinde Edirne'yi
aydınlatıcı mumlar dökülmüş ve tabhanelerinde ise misafirler ağırlanmıştır.
Darrüşifa kısmı ise dönemin en önemli sağlık merkezlerinden
biridir. Kuruluşunda her türlü hastalara hizmet vermiştir, öyle ki kuruluş
vakfiyesinde hastanenin personeli sayılırken 2 cerrah ve 2 göz doktorundan da
söz edilir. Demek ki 1500’lü yıllarda bu mekanlarda göz hastalıklarına dahi
bakılmaktaydı.
Uzun yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu şifahane,
1850’li yıllardan sonra, sadece ruh hastalarının tecrit edildiği bakımsız bir
kurum haline gelmiştir. Bina bir yandan bakımsızlıktan, diğer yandan yatağı
dolan Tunca Nehri’nin taşkınları sonucu büyük zararlar görmüştür.
1875 yılında Edirne'yi ziyaret eden Safvet Paşa, külliyeye
de uğramış ve buradaki içler acısı durumu görüp, sadrazama rapor etmiştir.
Hemen ardından patlayan 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı esnasında Edirne işgal
edilince, buradaki hastalar İstanbul'a gönderilmiştir. Bunun üzerine
İstanbul'dan Edirne Valiliği’ne bir emir gönderilerek, İstanbul'da bu tür
hastalar için yer kalmadığı belirtilmiş ve şifahanenin onarılarak tekrar
kullanıma açılması istenmiştir. Bunun üzerine 1896 yılında onarım görmüş ve ruh
hastalarının tecrit ve tedavilerinde bir süre daha kullanılmıştır. 1910 yılında
Alman mimar Cornalius tarafından bir onarımı daha gerçekleştirilmiştir.
Hastanenin 1916'lara kadar açık olduğu bilinmektedir.
Külliyenin Trakya
Üniversitesi'ne Devri
Külliyenin, camii hariç diğer bölümleri Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi'ne devredilmiştir. Bir
süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu'nun Restorasyon ve Duvar
Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür.
Darüşşifanın, Trakya Üniversitesi bünyesinde Sağlık
Müzesi’ne dönüştürülmesi çalışmalarına ise 1993 yılında başlanmış ve Kültür
Bakanlığı'nın 11.04.1997 tarihli onayı ile müze olması resmileşmiştir. Ruh
Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla 30 Haziran 2000 tarihinde de
Şifahane kısmı, Psikiyatri Tarihi Bölümü olarak düzenlenmiştir. Tasarım Sanat
Yönetmenliğini Türkan Kafadar'ın yaptığı çalışmalarla bu bölüm tarihine uygun
bir şekilde mankenlerle canlandırılmıştır.
Müzenin Darüşşifa'dan sonra ikinci bölümü olan Tıp Medresesi
(Medreset-ül Etıbba) 23 Nisan 2008 tarihinde hizmete girmiştir. Uluslararası
Rotary 2420.Bölge Guvarnörlüğü işbirliği ile düzenlenerek hizmete açılan bu
bölümde zıyaretçiler 15.yüzyılın tıp eğitiminie bir zaman yolculuğuna
çıkarılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder